Поможем написать учебную работу
Если у вас возникли сложности с курсовой, контрольной, дипломной, рефератом, отчетом по практике, научно-исследовательской и любой другой работой - мы готовы помочь.
Если у вас возникли сложности с курсовой, контрольной, дипломной, рефератом, отчетом по практике, научно-исследовательской и любой другой работой - мы готовы помочь.
ÖĞRENİYOR MUYUZ?
Rauf R.DENKTAŞ
Referandum aldatmacasından ve son Lokmacı Barikatı olayından sonra Rumla uzlaşmanın, kalıcı onurlu bir anlaşma yapmanın mümkün olabileceğine inanmış, iyi niyetli, kaç insanımız kalmıştır bilemeyiz. Ancak bunların çoğu da son gelişmelerden sonra bir öz eleştiri yapmak fırsatını bulmuş olmalılar. Son gelişmeler nedeniyle yaşanan şok ve tatsızlıklar halkımızı bölücü değil birleştirici olmalıdır. Rum liderliğinin Kıbrısa sahip çıkma siyasetini Rum halkı sadece okulu ve kilsesi ile değil, bir bütün olarak, paylaşmaktadır. Eski günlere dönelim derlerken “1963 öncesine ancak kimse karışmamak kaydiyle, Türkiyenin müdahale hakkı olmaksızın Kıbrıslılar olarak meselemizi kendimizin halletmesi” davetini yapmaktadırlar. Papadopulos açıkça tek HALK, Tek Egemenlik demekte, iki eşit birime dayalı bir hal çaresini açıkça reddetmektedir! OSMOSİS formülünün de bizi emerek yok etmek anlamına geldiğini unutmayalım.
Ünlü gazetecilerimizin bu gerçekleri gördüklerini, Lokmacı Barikatındaki üst geçit kaldırıldıktan sonra, Ledra Caddesinde “barıştan, uzlaşmadan yana güzel yaseminli Kıbrıslılık” havasını koklamaya gidenlerin yazılarından anlıyoruz. 12 Ocak tarihli Kıbrıs gazetesindeki yazılarından şu alıntılara bakalım;
Başaran DÜZGÜN;
Duvar kaldırılsın mı diye sorulan özellikle yaşlı Rumlar “tüm sınırlar kaldırılsın, tüm yabancılar gitsin ve Kıbrıslılar (Türkler ve Rumlar) bir arada yaşasın” diyorlar. Ve geçmişte Kıbrıslı Türkler ile ilgili yaşadıkları olumlu anılarını anlatmaya başlıyorlar. Konuştuklarımızın çoğunluğu Annan Planına hayır oyu verenlerdi. Bu nedenle Amerika ve İngiltere karşıtı cümleler kullanmaya özen gösteriyor ve Annan Planının “Amerikan-İngiliz patentli” olduğunu öne sürüyorlar.
1955de başlayan EOKA harekatı bizi 3 yıllık çelişki ve stres dolu aradan sonra, bu günlere getirdi. Rumlar acaba hangi olumlu anıları anlattılar diye merak etmemek mümkün değil!.
Bilbay EMİNOĞLU;
Biz “Bakınız; köprüyü kaldırdık, siz de şu duvarı yıkın” diyoruz; onlar “duvar önemli değil, önemli olan bölgenin askerlerden, bayraklardan, sembollerden arındırılmasıdır” diyor. Bölgedeki temas ve incelemelerimizin özeti şu: Duvarı yıkmaya, hiç ama hiç niyetleri yok!.
***
Ledra esnafının görüşlerini, “Amerikan, İngiliz, bütün yabancı askerler gitmeli... Bizi bu hale getirenler onlar...Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlardan oluşacak sembolik bir polis gücü bize yeter... Bütün barikatlar kaldırılmalı, kapılar açılmalı... Kıbrıs birleşmeli, ve insanlar eskiden olduğu gibi kardeş gibi yaşamalı...” şeklinde özetleyebiliriz.
1950de Enosis plebisitini, Makariosun Enosis yeminini, 1954de “Kıbrıs HALKına self-detrminasyon” diyerek BMlere müracaatı, 1955-58 EOKA yıllarını, 1963den 1974e, Türkiyenin garantisine rağmen yaptıklarını unutmuşlar. Akritas Planını Makariosun hazırlattığını, 1963-1974 yıllarında Türke yapılanları ve hala Kıbrısın tümüne sahip çıkmakta olduklarını hatırlayan yok!
Ahmet TOLGAY;
Barışa bakış açımız bile farklı... Ellili yıllardan beri, MURDER MILE damgasını da yiyerek toplumlararası barışa hasret kalan Ledra caddesine köprü yapıp ve de o köprüyü yıkarak kalıcı barışı ulaştırmayı düşünecek kadar masum olan Kıbrıslı Türklerin karşısında, siyasete gerçekleştirdiği tek sesliliğiyle, barışı “Hakimiyetini tüm adaya yayma” şeklinde algılayan bilinçli komşuları var. Kısacası geleceğe dair irade birliğimiz yok... Biz kendi tarafımızda köprü yapıp köprüyü yıkmışız... Bunu ırgalayan da yok o tarafta... Kalıcı bölünmenin temelleri de bu minval üzere atılmaktadır işte...
Kıbrıs meselesi, 1960 Antlaşmaları ile kurulmuş olan garantilenmiş dengeleri yıkarak Kıbrısı Yunanistana ilhak iradesinden kaynaklanmıştır. Dengeyi yıkan eli Kanlı, terör idaresini meşru hükümet yapanlar, bu dengesizlik devam ettiği sürece Kıbrıs meselesinin halledilemeyeceğini kabul etmelidirler. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rumun bozduğu dengeyi yeniden ihdas etmiştir. AB, eli Kanlı Rum idaresinin oyununa gelmiştir: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanımamakla dengesizliği desteklemektedir. Bu, çıkış yolu değildir. Çıkış yolu eşit, egemen, self-determinasyon hakkı olan Halkların, var olan devletlerine eşit muameleden geçer. Başka çıkış yolu yoktur. Bu gerçekleri öğrenelim ve Kıbrısa yardımcı olmak isteyenlere öğretelim.