Поможем написать учебную работу
Если у вас возникли сложности с курсовой, контрольной, дипломной, рефератом, отчетом по практике, научно-исследовательской и любой другой работой - мы готовы помочь.
![](images/emoji__ok.png)
Предоплата всего
![](images/emoji__signature.png)
Подписываем
Если у вас возникли сложности с курсовой, контрольной, дипломной, рефератом, отчетом по практике, научно-исследовательской и любой другой работой - мы готовы помочь.
Предоплата всего
Подписываем
UZLAŞMAK-BARIŞ NE GÜZEL ?
Rauf R. Denktaş
1963...21 Aralık !
Silâhların patladığı gün !
Rumlar gizlice silahlanmış...
Hedef Enosis ! 1960 Antlaşmalarının yasakladığı, Türkiye dahil üç ülkenin “asla olmayacak” diye garantilediği ayni hedef.
1955-58 yılları arasında Eokanın Türk oldukları için öldürdüğü yüzlerce Türkün ardından barış için ENOSİS ile TAKSİM arasında şerefli bir orta yol:
Kıbrıs iki halkın müşterek yurdudur; iki halk siyasi açıdan eşittirler; biri diğerini veya tüm Kıbrısı temsil edemez; ortaklık idaresinde her iki tarafın etkin katılımı olacak; cemaat işlerinde her iki tarafın kendine öz hükümetleri (cemaat meclisleri) var! Barış işte ! Ne güzel?
42 yıl sonra 1963ü yaratanlarla “uzlaşma ve bütünleşme” istiyoruz. Olmuyor çünkü 1963leri yaratanlar kendilerini “milli hedeflerine ulaşmış” addediyorlar. ABD ile Garantörümüz İngiltere, o zamanın Sovyetleri bu eli kanlı insanlara “Kıbrıs Cumhuriyeti- meşru hükümeti” ünvanını bahşetmişler. Bunların Kıbrıs Türklerine yaptıkları, Kıbrısta kavga olmasın diye kurulmuş olan ortaklığı yıktıkları, Anayasayı çiğnedikleri, 103 köyü harap ettikleri kimsenin umurunda değil. Akıllarına koymuşlar Kıbrısı Ruma, Yunana mal edecekler.
Barış ve uzlaşma istediğimiz Rum liderliğinin milli görevi çaldıkları “Kıbrıs Cumhuriyeti meşru hükümeti” ünvanını elden bırakmamak. Bu ünvanın arkasına saklanarak Kıbrısın tümüne sahip çıkmak ! Şimdi, Garantör İngiltere ile Garantör Yunanistanın sayesinde AB üyeliğini de cebe atmışlar. Her konuda Türke ve Türkiyeye zorluk çıkarmak onlar için milli bir zevk ve görev.
2005 yılını Eoka yılı ilân etmişler. 21 bin EOKA teröristine madalya veriyorlar; Eoka bizim milli şerefimizdir diyorlar;
1963-74 arasında tek bir Türk öldürmediklerini söylüyorlar; Kıbrıs meselesi Türkiyenin işgalinden kaynaklanan bir meseledir, bizim Kıbrıs Türkleri ile kavgamız yoktur diyebiliyorlar; Kıbrıs meselesini “osmosis” yolu ile halletmek niyetinde olduklarını da gizlemiyorlar; bu nedenle yapılacak yeni bir antlaşmanın “AB normlarına uygun olmasını” istiyorlar.
“Osmosis” de nedir? Diye soranlara anlatalım: Bir büyük kovanın içine bir şişe şarap dökünüz. Ne olur ? Şarap kaybolur. Yani assimilasyondan öteye bir yok oluş !
Dünyayı arkalarına almışlar, Türkiyenin ABne üye olma isteminden de yararlanarak osmosise engel olan KKTCni ortadan kaldırmak için el birliği içindeler! Çare? Egemenliğe dayalı bir anlaşmada ısrardır; çare KKTCni güçlendirerek dünyaya 1963-74 yıllarının mücadelesine ve bu güne kadar verilmiş olan şehitlere saygıda kusur etmemek, onların kemiklerini sızlatmamaktır. Çare şerefle, şanla kurulmuş olan bir devleti şerefsiz bir şekilde terk etmemektir.
Barış ve uzlaşma eşit şartlarda , barışı ve uzlaşmayı bizim kadar arzulayan ve yaptıklarından pişman olan bir taraf ile yapılabilir. Kıbrısta eksik olan budur.