Поможем написать учебную работу
Если у вас возникли сложности с курсовой, контрольной, дипломной, рефератом, отчетом по практике, научно-исследовательской и любой другой работой - мы готовы помочь.
Если у вас возникли сложности с курсовой, контрольной, дипломной, рефератом, отчетом по практике, научно-исследовательской и любой другой работой - мы готовы помочь.
23 Mayıs 1992 tarihli Meydan gazetesinden alınan bir makale.
Nejat beyin hedefi 130 yıl yaşamak.
Nejat Bey Türkiyenin en önde gelen iş adamlarından biri. İlginç bir insan.
Önceki gece onun Yeniköydeki muhteşem köşkündeydik. Saray gibi köşkün yemyeşil bahçesindeki asırlık ağaçların, masmavi Boğaziçi manzarasının doyumsuz güzelliğini anlatmaya gerek yok. Yarım yüzyıldan beri aralıksız çalışan ve bir çok önemli kuruluşa imzasını atan Nejat Bey hâlâ genç ve dinçti. Bir ara sordu:
- Tahmin edin bakayım, ben kaç yaşındayım?
Masadan sesler yükseldi: - Altmış. Nejat Bey gülümsedi:
- Beni o kadar genç mi görüyorsunuz? - Altmış beş.
- Hayır, yine bilemediniz. - Yetmiş. - Daha çıkın, daha çıkın. Nejat Bey konuklarını süzüyor, onların şaşırmış haline bakıp gülümsüyordu. Sonunda:
- Anlaşılan bilemeyeceksiniz, dedi. O halde ben söyleyeyim. Yakında seksen yaşıma basıyorum.
Masadan derin bir hayret uğultusu yükseldi.
- Hiç göstermiyorsunuz Nejat Bey. Bu genç ve dinç halinizi neye borçlusunuz?
- Bakınız anlatayım. Allah, yaratığı her canlıya bir ömür biçmiştir. Meselâ at 30 yıl, kedi, köpek 15 yıl, fil 80 yıl, kaplumbağa 150 yıl yaşar.
- Nejat Bey, bir an durdu, sigarasından bir nefes çekti. Evet, uzun ve sağlıklı yaşayan Nejat Bey sigara da içiyordu. Şaşırdınız değil mi? Fakat günde sadece iki tane içtiğini öğrendik. Bir sabah, bir de akşam. Nejat Bey devam etti:
- Evet, Allah insana da bir ömür biçmiştir 130 yıl. Her insan 130 yıllık bir ömürle dünyaya gelir. 130 yaşına kadar yaşayan insanlar var. O halde ben neden yaşamayayım?
Nejat Bey sigarasından yine bir nefes çekti ve devam ederek:
- İnsan ömrünü dış etkenler azaltıyor. Meselâ elimdeki sigara. Hava kirliliği, gürültü, stres, kötü beslenme, fazla kilo. Bütün bunlar insan ömründen yılları alıp götürüyor. Kimi elli yaşında, kimi altmış yaşında, gepegenç ölüyor.
80lik delikanlı Nejat Bey devam etti:
- İnsan ömrünü kısaltan en önemli etken hareketsizliktir. Ne yapıyoruz biz? Sabah kalkıp otomobile biniyoruz, iş yerimizde akşama kadar oturarak çalışıyoruz, daha sonra yine otomobilimizle eve dönüp televizyonun karşısına kuruluyoruz. İşte ömrümüz bundan kısalıyor.
- Siz genç ve dinç kalmak için ne yapıyorsunuz?
- Spor yapıyorum. C vitamini alıyorum. Devamlı hareket halindeyim. Geceleri 5 saat, göndüzleri de öğleden sonra yarım saat uyuyorum. Her sabah saat 7.30da işimin başındayım. Genç kalarak uzun yaşamanın sırrı spor yapmak ve yemeye içmeye dikkat etmektir.
- Size başka bir soru soralım. Türkiyenin ekonomik ve politik durumunu nasıl buluyorsunuz? Nejat Bey güldü:
- Cevap yerine bakın size şunu anlatayım: biraz önce kapıda misafirleri karşılıyordum. Rengi solgun ve keyifsiz gördüğüm bir konuğa «Nasılsınız? diye sordum. Bana verdiği cevap şu oldu:
- Türkiye gibiyim.»
Kelimeler
en önde gelen передовик; людина, яка йде попереду
kuruluş організація, утворення
muhteşem розкішний
köşk особняк, вілла
anlatmaya gerek yok немає необхідності розповідати
anlaşılan очевидно
(дав. в.) borçlu винен, зобовязаний
şaşırmak дивуватись
gürültü шум
o halde в цьому випадку
dünyaya gelmek народитись
kirlilik забрудненість
asır (yüzyıl) століття, вік
asırlık столітній
doyumsuz ненаситний
dinç міцний, сильний
tahmin etmek припускати
süzmek оглянути, змірити поглядом
basmak наступати, давити
aralıksız безперервно
konuk гість
uğultu гул, глухий шум
hayret здивування
yaratmak створювати
mesela (örneğin) наприклад
kaplumbağa черепаха
biçmek різати, косити, відміряти
ömür життя
etken фактор
beslenme годування
yaşama життя, існування
sır таємниця
solgun блідий
keyifsiz без настрою, невеселий, нездоровий
azaltmak зменшувати
sigarasından nefes çekmek робити затяжку
gepegenç дуже молодий
hareket рух, дія
kurulmak влаштовуватись
rengi solgun блідий
16 Ekim 2000 tarihli Takvim gazetesinden alınan aşağıdaki makale
Yaşayan tarih hasta
Yakın tarihimizin en büyük olaylarına şahit olan 138 yaşındaki Telli Can Nine hayatının en ağır hastalığına yakalandı.
17 çocuk annesi ve 125 torun sahibi olan Telli Can Nine, yıllardır sürekli çalıştığı için hasta olmadığını, ilk kez yatağa düştüğünü söylüyor.
Iğdırın Tuzluca ilçesine bağlı Güllüce köyünde bir tarih yaşıyor:
Telli Can Nine... 1862 yılında doğan ve hem Osmanlı hem de Cumhuriyet döneminin önemli olaylarının tanığı olan Telli Can Nine, 17 çocuk ve 125 torun sahibi.
115 yaşındaki kızı Kebahat Can ile birlikte yaşayan asırlık nine bugüne kadar hiç ciddi bir hastalık geçirmemiş. Üstelik 1 asırdır ağzından sigarayı eksik etmemesine rağmen.
«Sürekli çalıştım» diyor Nine. «Sağlıklı ve uzun yaşamamı sürekli çalışmama borçluyum» diyen Telli Can Nine, şu sıralar ise ağır hasta. Geçirdiği grip yaşlılığı nedeniyle yatağa düşürmüş onu. Telli Can Nine, «Bu ömür içinde neler gördüm, neler geçirdim....Ekmek bulamadığım dönemler oldu. Yokluk çektim. Ama ilk kez kendimi bu kadar kötü hissediyorum» diyor.
Cumhuriyetin kurulduğu tarihte 61 yaşında olduğunu anlatan Telli Can Nine, «Sanki o günler bana daha dönmüş gibi geliyor. O coşkuyu hâlâ içimde yaşıyorum» diye konuşuyor.
Neler gördü Telli Can Nine? Osmanlı döneminde dünyaya gelen Telli Can Nine, Abdülaziz, V. Murat, II. Abdülhamit, V. Mehmet Reşad, VI. Mehmet Vahdettinin padişahlık yaptığı dönemlerin yaşayan tek şahidi.
Telli Can Nine, I. Dünya Savaşı ve İstiklâl Savaşına tanık oldu. Cumhuriyetin kurulduğu 1923 yılında tam 61 yaşındaydı.
Şu an 138 yaşında olan Telli Can Nine, 5 padişahın yanı sıra 10 Cumhurbaşkanı, 57 hükümet ve 23 başbakan gördü.
Kelimeler
tarih дата, історія padişahlık султанат
hastalığına yakalanmak захворіти padişahlık yapmak царювати
olay випадок, подія, факт hükümet керівництво
sahip olmak володіти, бути хазяїном ağır hastalık тяжка хвороба
(д. в.) tanık (şahit) olmak бути свідком sürekli постійно
dönem період, семестр çalıştığı için для того щоб працювати
asırlık віковий ciddi bir hastalık geçirmek серйозно хворіти
üstelik до того ж yaşlılık старість
eksik etmemek не припиняти, продовжувати hâlâ все ще
yokluk çekmek жити бідно kurulmak створюватись, бути створеним
coşku ентузіазм І. Dünya Savaşı перша світова війна
İstiklal Savaşı війна за незалежність
yanı sıra разом, поряд
Bu makale 28 Kasım 1999 tarihli Pazar gazetesinden alınmıştır
Kırk bin kadını idare ediyor
Eczacıbaşı Avonun satış bölümünde tam 40 bin bayan çalışıyor. Onları yöneten ise bir erkek. Zor iş tabii...
İnsanlar yüzyıllar önce kendilerini karşı cinse beğendirmek için yüzlerine çeşitli boyalar sürmeye başladı. Güzel görünme ve estetik ihtiyacından doğan bu hareket, zaman içinde «kozmetik» denen bir sektör oluşturdu. Eczacıbaşı Avon, bu sektörün güçlü bir temsilcisi. ABDli Avon firması ile Eczacıbaşı Grubunun 1993teki ortaklığıyla kuruldu. İşin ilginç yanı, satış departmanının yüzde 97sinin kadınlardan oluşması. Firmada tam 40 bin bayan satış temsilcisi bulunuyor. Tüm bu bayan satış temsilcilerini yöneten ise bir erkek. Eczacıbaşı-Avonun Genel Müdürü Erol Dönmez ile bayanlar ve kozmetik sektörü üzerine konuştuk.
Soru: Bir erkek yönetici olarak 40 bin bayanı yönetmek zor mu?
Yanıt: Bayanlarla çalışmak daha kolay, çünkü bayanlar amatör ruhlular. Daha sadıklar, daha kolay motive olabiliyorlar.
Soru: 40 bin bayanı nasıl yönetiyorsunuz?
Yanıt: Bu bir ekip işidir. İlk önce ürünlerinizin kaliteli olması gerekiyor. Tabii bu ürünleri tüketiciye ulaştıracak iyi bir satış ekibimiz olması lâzım.
Soru: Daha ziyade ne tip insanlar bu iş yapmaya size başvurur?
Yanıt: Özellikle ev hanımları bu işe büyük ilgi gösteriyor. Çünkü bir yere ait olmak ve bir şeyler başarmak istiyorlar.
Soru: Çalışanlarınızın yaş ortalaması kaç?
Yanıt: 20 yaşından 65 yaşına kadar satış temsilcimiz bulunuyor. Hatta İzmirde bu işi yapan 70 yaşında bir balıkçı amcamız var. Balıkçılara el kremi pazarlıyor.
Soru: İyi yöneticiliğin üç kriteri destek...?
Yanıt: İnsanlarla yakın ilişki kurmak, sempatik olmak lâzım. Bunun yanı sıra güvenilir olmak da çok önemli. Tüm bunların ötesinde biraz da etkileyici olmak lâzim.
Soru: Kozmetik pazarının Türkiyedeki büyüklüğü ne durumda?
Yanıt: Avonun dünya üzerinde 4,5 milyar dolarlık bir pazarı var. Tabii bu sadece kozmetikle ilgili olan kısmı. Kozmetik esasında çok büyük bir pazar ama Türkiyede daha çok gerilerde. ABD, Japonya ve Fransa kozmetik pazarının en büyük olduğu yerler.
Soru: Sizce kozmetik ürünlerine talep yeterli düzeyde mi?
Yanıt: Tabii ki yeterli değil. Genel ekonomik yapının getirdiği sorunlar var. Bir de buna eğitim sorununu ekleseniz, kozmetik ürünlerine talebin azlığını anlıyabilirsiniz. Türkiyede kozmetik ürünlerini kullanım oranı yüzde 3.
Soru: Türkiyedeki kozmetik pazarını büyütmek için ne gibi atılımlar yapmak gerekiyor?
Yanıt: Kozmetik dünyasında pazarın büyümesi için daha çok zaman gerekli. Yani eğitim ve refah düzeyinin belirli bir seviyenin üzerine çıkabilmesi gerekiyor. Kozmetik sektörü büyük atılımlar yaptı. 5 sene önce kozmetik pazarı diye bir şey yoktu.
Kelimeler
bir yere ait відноситись до одного місця hatta навіть
eczacıbaşı головний фармацевт sürmek наносити
yönetmek керувати ilgi göstermek проявляти інтерес
yönetici керівник ev hanımı домогосподарка
ruh дух, душа
ruhlu душевний
amatör любитель
idare etmek керувати
(дав. в.) ihtiyaç необхідність
temsilci представник
satış temsilcisi реалізатор
ortak компаньйон, посередник
ortaklık співучасть, посередництво, асоціація
karşı cins протилежна стать
sadık вірний
ekip (tim) команда, група
ürün продукт (виробництва)
kaliteli якісний
tüketici споживач
ortalama середина, середній
ulaştırmak доставляти
eğitim навчання, виховання
başarmak завершувати з успіхом
güvenilmek довірятись
yapı структура
bunların ötesinde крім цього
etkileyici впливовий
talep вимога, попит
talep ve arzu попит та пропозиція
belirli визначений, певний
atılım ривок, скачок
refah благополуччя
eklemek додавати
ek додаток, афікс
motive olmak пояснювати
zaman içinde з часом
yani тобто
seviye (düzey) рівень
azlık недостатність
oran пропорція, відсоток, розмір
destek підтримка
esas основа, база
geri відсталий
ziyade більше
ait olmak належати, відноситись